Bu yaz, Londra Tasarım Müzesi robot sanatçısı Ai-Da'nın ilk büyük sergisine ev sahipliği yapacak. Ama bir insansı gerçekten yaratıcı mı?
Ai-Da'nın çalışmaları, bir insansı gözünden bir kamera tarafından çekilen fotoğraflara dayanmaktadır. Algoritmalar daha sonra görüntüyü robotun elinin çizeceği yönü belirleyen bir dizi koordinata dönüştürür. Ai-Da'nın ortak yaratıcısı Aiden Moeller, Ai-Da'nın parçalanmış stilini "kırık" olarak tanımlıyor.
"Onu programlayabilmemize rağmen, katı temsili fotoğrafik görüntülere ihtiyacımız yok. Buna karşı çıktık çünkü insanların bunun bir tür pahalı fotokopi makinesi olduğunu düşüneceklerini anladık - algoritmaların yaratıcı ifade gücünü göstermek istedik," diyor geliştiriciler.
Ancak, herkes robotların gerçek yaratıcı yeteneklere sahip olduğuna ikna olmadı.
Yapay zekanın (AI) gerçek sanatı yaratamayacağı, çünkü asla özgür ruhlu bir insan gibi “özerk bir yaratıcı ajan” olmayacağı görüşü var. Bunun yerine, programcılar tarafından geliştirilen algoritmaları kullanarak sanatı simüle eder.
Moeller aynı fikirde değil. Galeri sahibi, Ai-Da'nın algoritmalarının, Sussex Üniversitesi'nde bilişsel bilimler profesörü olan Margaret Boden tarafından sunulan yaratıcılığın tanımını yansıtacak şekilde tasarlandığını söylüyor: "Yaratıcılık, yeni, şaşırtıcı ve değerli fikirler veya eserler ortaya çıkarma yeteneğidir."
Ayrıca ilginç:
- Qualcomm, duvarda sanal bir ekran oluşturan akıllı AR gözlüklerini tanıttı
- Almanlar, süper iletken kübitlere dayalı bir kuantum bilgisayar oluşturacaklar
Meller, "Aslında beklediğimizden daha iyi çıktı, çünkü Ai-Da bir çizim veya tablo yapmak için gözlerinde kameralarla size baktığında her seferinde yeni bir şey yapıyor" diyor. "Aynı görüntüyle veya aynı kişiyle karşılaşsaydı bile, bu tamamen farklı bir sonuç olabilirdi."
Yeni Ai-Da sergisinde, robotun kendisini ayna karşısında fotoğraflayarak oluşturduğu bir dizi "otoportre" yer alacak. Meller, bu otoportrelerin, bilinçli, zeki bir insanla değil, teknolojiyle bir ilişki kurduğumuzun gerçekten farkına varmamızı sağlaması açısından çok dikkat çekici olduğunu söylüyor. Ai-Da'nın görünüşü, bu dinamiğin başka bir tezahürüdür. Adını programlama öncüsü Ada Lovelace'den alan robot, insan görünümüne ve sesine sahip.
AI'nın bu tür antropomorfizasyonu tartışmalı bir konudur. Araştırmalar, insan gibi görünen ve benimsenmelerini hızlandırabilecek makinelere güvenme olasılığımızın daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ama aynı zamanda bizi onların gerçekte olduğundan daha gerçek olduğuna ikna edebilir ve bu süreçte bizi insanlıktan çıkarabilir. Meller, Ai-Da'ya onu daha çekici kılmak için insan formu verildiğini söylüyor.
Ai-Da, sanat yaratan, sürekli büyüyen yapay zeka sistemlerinden biridir. Meller, teknolojinin yaratıcılık üzerinde fotoğraf makinesinin icadı kadar etkili olabileceğine inanıyor. Birçok sanatçı başlangıçta teknolojinin kariyerlerini mahvedeceğinden korktu. Ancak çok geçmeden sanatçıları gerçekliği kopyalamaktan fotoğrafın gerçekleştiremeyeceği fikirleri keşfetmeye yöneltti.
Ayrıca okuyun: